2024.10.29 11:30 Son Güncellenme: 2024.10.29 14:24 - BURSA SİYASETİ
İyi Parti Kestel ilçe başkanı Hamza Gözüküçük, herkesi İyi partiye sahip çıkmaya çağırdı. Gözüküçük "Tüm Halkımızın İyi Partiye her zamankinden daha fazla sahip çıkması gerekir" dedi.
31 Mart yerel seçimlerinde adeta CHP'nin adayına destek veren İYİ Parti, şimdi de halka serzenişte bulunuyor. Siyaset üstü diyalogların en üst seviyesinin yaşandığı Bursa'da İYİ Parti'nin ilçe başkanı vatandaşa ''Bize sahip çıkın''diye seslendi. Bursa'da ki siyasi çalışmalarda geride kalan İYİ Parti'nin Kestel ilçe başkanının bu açıklması 31 Mart seçimlerinde İYİ Parti'nin saha çalışmalarını akıllara getirdi. İYİ Parti adayı Selçuk Türkoğlu'nun Büyükşehir Belediye başkan adaylığı sürecinde sahada gözükmemesi ve adeta CHP'nin adayı Mustafa Bozbey'e destek olması, İYİ Parti'ye olan bakışları değiştirdi.
İyi Parti Kestel ilçe başkanı Hamza Gözüküçük'ün açıklaması;
"Kıymetli hemşerilerim 25 Ekim 2017 tarihinde siyasetin tıkandığı, tek adam rejimine dur demek için çıktığımız bu yolda, ülkemize ve milletimize hizmet etmek için mücadele ediyoruz. Bundan sonrada var gücümüzle mücadelemize devam edeceğiz, siz kıymetli hemşerilerimizden İyi partiye daha fazla destek olmanızı rica ediyorum Milli Devleti ayakta tutma açısından, İYİ Parti mecliste tipik bir Yalnız Kurt gibi...
Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu'nun omuzlarında, sanıldığından da çok ağır bir yük var. Türk Milliyetçileri, var olma adına, siyasette bir inisiyatif almalı.
Ayağımızın altındaki halı çekip alınmadan, Devlet çökmeden!
Türkiye'nin İYİ Partiye ihtiyacı var . Partinin kısmen boşalttığı alana Türkiye de İhtiyaç devam ediyor. İYİ Partinin konumlandığı Milliyetçilik,Demokrat, Kalkınmacı eksen Türkiye,de secmenin yüzde 32.5 inin siyasal kimliklerde Atatürkçü ,diğer yüzde 32,5'ininde Türk Milliyetçisi olarak tanımlandığı, yüzde 65'lik birincil eksene hitap eden bir siyasal partiye ihtiyaç devam ediyor. İYİ Partinin bu konuda bir alternatifi de yok
BUGÜN ÇOK ÜZGÜNÜM; GELECEK KAYGISIYLA BÜYÜYEN GENÇLERİMİZ ADINA BİR ŞEYLER YAPAMADIĞIMIZ İÇİN
Bugün, ülkemizde hepimizi derinden etkileyen bir olay yaşandı. Yıllardır atanmayı bekleyen genç bir kardeşimiz, hayatına son verdi. Bu trajedi, sadece bir gencin kaybı değil; Türkiye'nin geleceğine dair ciddi bir uyarıdır.
Gençlerimizin umutlarını yitirip, çareyi hayatlarını sona erdirmekte bulmaları, hepimizin omuzlarında ağır bir sorumluluk taşımamıza neden oluyor. Bu yalnızca bireysel bir kayıp değil, gençlerimizin içinde bulunduğu çıkmazın toplumca farkına varmamız gerektiğini gösteren büyük bir alarm.
Türkiye'de milyonlarca genç, gelecekle ilgili kaygılar taşıyor. Üniversite mezunu olsalar bile iş bulamamak, atama beklemek, hayata tutunamamak bu gençleri umutsuzluğa sürüklüyor. Ekonomik zorluklar, artan işsizlik oranları, sosyal ve ailevi baskılar, gençlerimizin ruhsal ve duygusal dayanıklılığını kırıyor. Her geçen gün daha fazla gencimizin umudunu yitirmesi, onların yalnızca bireysel hikayelerini değil, ülkemizin ortak geleceğini tehdit ediyor.
Ülkemizde gençlerimiz, çocukluklarından itibaren büyük umutlarla büyütülüyor. Ancak gerçek hayatla yüzleştiklerinde hayallerinin, çabalarının karşılığını alamadıklarını görüyorlar. Atanamayan öğretmenler, iş bulamayan mühendisler, geleceğinden endişe duyan milyonlarca genç, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal dengelerinin zayıflığını her gün daha fazla hissediyor. Bu umutsuzlukla başa çıkamayan bazı gençlerimiz, hayatlarına son vermeyi tek çıkış yolu olarak görüyorlar. Her intihar haberi, toplumsal olarak bir şeyleri eksik ve yanlış yaptığımızı yüzümüze bir kez daha vuruyor.
Ama bu gençlerin kayboluşuna kayıtsız kalamayız. Onların içindeki umut ışığını yeniden yakmak, hepimizin görevidir. Gençlerimiz için güvenli bir gelecek yaratmak, adil bir eğitim ve istihdam sistemi kurmak zorundayız. Ülkemizin geleceği, gençlerimizin hayallerine ve umutlarına verdiğimiz değerle şekillenecektir. Onları desteklemek, yalnızca devletin değil, toplumun her kesiminin sorumluluğudur