tiviPORT

BURSA'NIN KÖKLÜ ŞİRKETİNİ KARDEŞ KAVGASI BİTİRMİŞ!

2024.12.23 15:00 Son Güncellenme: 2024.12.24 10:10 - KENT GÜNDEMİ

Ailede yaşanan huzursuzluk ve insani aşınma, ailelerin kurdukları şirket ortamlarına aynen yansıyor ve aile şirketleri insan odaklı sorunlarla boğuşuyor.Bursa'nın 56 yıllık dev meyve suyu markası Aroma konkordato ilan kararının ardında kardeş kavgası çıktı. İddialara göre emlak zengini olan ve onlarca mal varlığı bulunan Duruk ailesindeki kardeşler arasındaki inatlaşma; sonları oldu.

BURSA'NIN KÖKLÜ ŞİRKETİNİ KARDEŞ KAVGASI BİTİRMİŞ!

Aile şirketleri, aile bireylerinin kurdukları kâr amaçlı işletmelerdir. Dünyada ve ülkemizdeki şirketlerin %90'ını aşan çoğunluğu (KOBİ'ler ve diğerleri) aile şirketlerinden oluşuyor. Toplumun ekonomik kalkınmasında aile şirketlerinin belirleyici rolü vardır. Ülkemizde her yüz aile şirketinden sadece 20'si ikinci kuşağa geçebiliyor. Üçüncü kuşağa geçebilenler ise sadece 5 tane.

Patronlar Dünyası'ndan Toygun Atilla, Aroma'nın konkordato ilan etmesinin ardından 'kardeş kavgası' çıktığını yazdı.

Türkiye'nin en büyük içecek gruplarından biri olan Aroma'nın yılda 125 bin tonlu üretimi mevcut. İş insanı Ömer Duruk tarafından kurulan Aroma'nın başında uzun yıllar Ali Metin Duruk bulunuyordu. Büyük ağabey 2022 yılında vefat edince Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Mahmut Atom Duruk getirildi. Ortanca ağabey ile en küçük kardeş Mehmet Duruk arasında şirketin geleceğine yönelik tartışmalar baş gösterdi.

KARDEŞLER ARASINDAKİ İNATLAŞMA, SONUNU GETİRDİ

Emlak zengini olan ve onlarca mal varlığı bulunan Duruk ailesinde, kardeşler arasında yaşanan tartışmalardan biri de kardeş Mehmet Duruk'un fabrikanın başka yere taşınması ve yeni alanlara girmesiyle başladı. Ağabey Duruk ise bu fikre soğuk bakıyordu.

Habere göre, bu tartışmalar şirketin konkordato sürecini getirdi.

TÜRKİYE'DE AİLE ŞİRKETLERİNİN ÖMRÜ ORTALAMA 34 YIL

Yapılan araştırmalar,aile şirketlerinin sadece %30'unun ikinci kuşağa, %12'sinin üçüncü kuşağa geçebildiğini gösteriyor.Dördüncü kuşağa geçebilenlerin oranı ise %3'te kalıyor. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) verilerine göre aile şirketlerinin ortalama ömrü 34 yıl. Yapı olarak Türkiye'ye en çok benzeyen ülkelerden biri olan İtalya'da ise bu rakam 104 yılı buluyor. Deloitte tarafından Türkiye'deki aile şirketlerinin sürdürülebilir başarıyı yakalayabilmek adına uyguladıkları yöntemlerin ve süreçleri eksikliklerin saptanmasını hedefleyen 'Aile Şirketleri İçin Sürdürülebilir Başarının Anahtarı' araştırması, ailde şirketlerinin yapıları ve aile bireylerinin birbirlerine olan bağlılığının,hızlı karar alabilmeyi ve esneklikliğini sağlarken; aynı aile ilişkilerinin şirketlerin hayatının sonlanmasına sebep olacak çatışma ve krizleri de doğurduğunu gösteriyor.

AİLE İÇİ ÇATIŞMALAR KADAR SÜREÇLERİNİ YAVAŞLATIYOR

Aile içi anlaşmazlıklar şirket faaliyetlerini de olumsuz etkiliyor. Bu tür çatışmalar,şirketin karar alma süreçlerinin yavaşlamasına,doğru kararların hızlı alınamamasına, kişisel egoların ön plana çıkmasıyla şirketin menfaatine olan kararların alınamamasına ve kurum stratejisine odaklanılamamasına neden oluyor. Aile şirketleri ile ilgili yaşanan bir diğer sorun 'nepotizm'. Şirketlerde aile üyelerinin şirket içinde kayırılması,aile üyesi olmayan çalışanları olumsuz etkiliyor . Sürdürülebilir başarı yolunda emin adımlar atmış aile şirketlerinde etkili iletişim,şirkette aktif rol alan aile üyelerinin görev ve sorumluluklarının ayrıştırılması, birbirlerinin alanına müdahale edilmemesine dikkat ediliyor. Aile şirketlerinin sürdürülebilirliğinde en önemli risklerden biri de yönetimin koşullar arası geçişi. Doğru planlanmayan bir yönetim devri,şirketin sürdürülebilirliği için hayati bir risk oluşturuyor. Bu anlamda yetki devrinin, şirketi ileriye, taşıyacak bir biçimde gerçekleşmesi, zamana yayılarak yapılacak bir halefiyet planlanması,şirket ile aile ilişkilerini düzenleyen yazılı hale gelmiş kuralların varlığını önemli kılıyor. Şirketlerin stratejilerini başarılı olarak uygulamamalarının önündeki en önemli engel, yeni stratejik atılımları

yönlendirebilecek, yönetebilecek liderlik kadrosunu zamanında geliştirmeleri olarak ortaya çıkıyor.

Bu sorulara 'hayır' cevabını veren aile şirketleri risk altında

Yatırımlarınızın son 3 yıllık geri dönüş oranını biliyor musunuz?

Şirketinizin değerini artıracak strateji oluşturdunuz mu?

Yönetici kadronuzun şirketin değerini artıracak stratejileri uygulayabileceğine inanıyor musunuz?

Doğrudan müdahaleniz olmadan şirketinizin başarı ile yoluna devam edebileceğini düşünüyor musunuz?

Son üç yılda şirketiniz pazar büyüme hızı yüzde 10'un üzerinde seyretti mi?

Hangi müşterilerin pazar değerinizi artırdığını ve hangilerinin azalttığını biliyor musunuz?