2024.02.16 14:33 Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 -
(ÖZEL HABER)
Bir dönem Türkiye’de tekstilin kalbi olan Bursa’da, sektör zor durumda. DOSAB tarihinde ilk kez 3 boyahane kapanırken, yine tekstil ağırlıklı üretim yapan DOSAB’da 2023 yılında yüzde 20 daralma yaşandı. İhracatta da benzer bir tablo söz konusu. Bursa tekstil ihracatı yüzde 10 dolayında düştü. Tiviport’un görüşlerini sorduğu OSB yetkilileri, birlik temsilcileri ve tekstilciler, Bursa tekstilinin pazar payını Bangladeş, Mısır ve Çin gibi ülkelere kaptırmak üzere olduğunu ve sanayicilerin fabrikalarını, işçilik maliyeti düşük olan bu ülkelere kaydırmaya başladıklarını belirtti. Sektör temsilcilerinin altını çizdikleri bir diğer konu da düşük kur baskısı. Böyle giderse Bursa tekstil sektöründe binlerce kişi işsiz kalabilir. Bugün tekstil dosyasının kapağını aralıyoruz.
Bursa tekstili, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. İşçilik ve enerji maliyetleri ve düşük kur nedeniyle rekabet edemez noktaya gelen Bursalı tekstilciler, pazar paylarını kaybetmeye başlayınca, fabrikalarını taşımak için ucuz işgücünün olduğu Bangladeş, Mısır gibi ülkelerde arayışlara başladılar. Tiviport, tekstilcilere ve sektör temsilcilerine konuyla ilgili görüşlerini sordu.
“BASİC MALDAN KATMA DEĞERİ YÜKSEK MALA GEÇMELİYİZ”
Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Genel Sekreteri Mümin Karacakayalılar:
Bursa’da tekstil ihracatının gerilediği bir gerçek. Ancak bunun sadece bir nedeni yok. Evet Bangladeş, Mısır, Kamboçya gibi ülkelerde maliyetler ülkemize göre çok düşük ancak o ülkelerde basic diye tanımladığımız ucuz ve basit ürünler imal ediliyor. Bursa olarak, katma değeri yüksek, tasarımlı ürünlere yönelmeliyiz. Türkiye tekstili hala 30 milyar dolarlık ihracat hacmine sahip. Özellikle ev tekstilinde nitelikli ürünler ihraç ediyoruz.
“MALİYET ARTIŞLARI SÜRERSE ARAYIŞ BAŞLAR”
DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül:
2023 yılında tekstil açısından Avrupa piyasalarında daralma, ülkemizdeki yüksek enflasyon, artan üretim maliyetleri gibi sebeplerle zor geçti. Ülke genelinde olduğu gibi tekstil ihracatında yüzde 10 gibi kayıp söz konusu. Ancak tekstil oyuncularının bu daralmaya rağmen özellikle Avrupa pazar payını koruduğu söylenebilir. Sektör temsilcilerinin 2024’ün ikinci yarısına dair olumlu senaryo beklentileri söz konusu. Ancak sektörün rekabet gücünü yitirmemesi kilit önemde. Üretim maliyetleri içinde işçilik faslındaki artışların payı rekabet gücünü negatif yönde etkileyen en önemli madde. Maliyet artışları bu şekilde devam ederse sektör aktörleri, avantaj sağlayacakları senaryolara yöneleceklerdir. DOSAB’da geçen yıl 3 boyahane kapandı. Ancak bu firmalarımız sektörde var olmaya devam ediyorlar. Boyahane kolunu kapattılar sadece. Kapanma nedenleri maliyetlerdeki artış ve karlılığın olmamasıdır.
“TEDBİR ALINMAZSA SANAYİCİ FABRİKALARINI KAPATABİLİR”
Bursalı bir tekstilci:
1 yıl önce bir ceketi 15 dolara mal ediyor, 20 dolara satıyorduk. Bugün ise 25 dolara mal ettiğimiz ceketi 30 dolara satamıyoruz. Aynı ceketi Çin’den 17 dolara Türklere satıyorlar. Bu maliyetlerle ve düşük kur seviyesiyle rekabet etmemiz mümkün değil. Tekstilde markalaşmayı da yaratamadık. İtalya’da 100 tekstil markası varken, Türkiye’de 10 güçlü marka yok. Tekstilde hala fasoncu konumundayız. Mevcut politikayla ithal cenneti olacağız. Çin ile koruma tedbirleri alınsa bile rekabet etmemiz mümkün değil. Kur, çok düşük seviyede. Geçen yıl 5 lira olan simit 12 lira, 1 lira olan yumurta 5 lira oldu. Dolar ise sadece yüzde 60 arttı. Doların ilk etapta 45 lira olması gerekir ki ihracatçı zarar etmekten kurtulsun. Bir tedbir alınmazsa, sanayiciler fabrikalarını kapatacak. Benim firmam 2023’ün ilk ayında 80 bin dolar zarar etti. Bu sürdürülebilir bir durum değil.