Bursa
Parçalı Bulutlu
28.8°
tiviPORT

Kılıçdaroğlu proje mi?

2023.08.20 11:18 Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 -

Kılıçdaroğlu proje mi?

Merhum Deniz Baykal, daha sonra FETÖ tertibi olduğu anlaşılan kaset komplosuyla genel başkanlıktan istifa etmek zorunda kalıyor.

Baykal istifa ettikten sonra olağanüstü toplanan Parti Meclisi’nde tek gündem maddesi vardır:

Olağanüstü kurultay.

***

PM üyeleri, CHP’yi olağanüstü kurultaya götürmesi için genel başkanvekili Cevdet Selvi’ye yetki veriyor. (Selvi, 8 maddelik Anayasa değişikliğine evet oyu vereceğini söylemesinin ardından partisinden istifa etmek zorunda kalacaktır, birkaç yıl sonra)

Toplantının ardından Bursalı PM Üyesi Ali Nihat Irkörücü, Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan ve Bilecik İl Başkanı Erdoğan Tüfenkçi, Genel Sekreteri Önder Sav’ın odasına geçerler.

Sohbet kıvamındaki görüşme, Önder Sav’ın genel başkanlık  için nabız yoklama toplantısına dönüşür.

Nitekim Baykal istifa etmiştir ancak parti içinden gelecek bir baskıyla ilk kurultayda geri dönmesi işten bile değildir ki zaten Baykal’ın da bunu beklediği bilinmektedir.

Sav, koyu bir Baykalcı olarak bilinen Irkörücü’ye dönerek, “Söyle bakalım Ali Nihat, Baykal’ın geri dönme ihtimaliyle ilgili ne düşünüyorsun?”

Irkörücü, odadakilerin ezberini bozan bir yanıt verir:

Baykal’ın istifasını doğru bulmadım. Ancak istifa ettikten sonra geri dönmesi daha yanlış bir karar olur. Geri dönmemesi gerekir bence. Bu durumu kamuoyuna anlatamayız.”

Baykal sonrası partiyi dizayn etme fırsatı yakalayan Sav, Irkörücü’nün bu yanıtı üzerine memnuniyetini ifade eder:

“Ali Nihat’ın işte bu yönünü çok seviyorum. Baykalcı olsa bile doğru bildiklerinden şaşmıyor ve objektif olabiliyor.”

Nabız yoklama sırası Bilecik İl Başkanı Erdoğan Tüfenkçi’ye gelmiştir.

Sen söyle bakalım Erdoğan, Baykal’dan sonra kim genel başkan olmalı?

Tüfenkçi’nin yanıtı:

“Tek aday var bence. O da Kılıçdaroğlu’dur.”

İşte bu yanıt Önder Sav’ın hiç hoşuna gitmemiştir.

Sav, Kılıçdaroğlu’na yönelik tepkisini şu sözlerle dile getirir:

“Kılıçdaroğlu mu? Hadi oradan, ondan bir halt olmaz!”

Önder Sav, odasında mini bir toplantıya dönüşen görüşmede Kılıçdaroğlu ismine şiddetle karşı olduğunu saklamaz.

Çünkü Sav’ın kafasındaki genel başkan adayı Kılıçdaroğlu değil, partiyi sütre gerisinde daha kolay yöneteceğine inandığı Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu vardır.

***

Önder Sav’ın odasındaki görüşmenin ardından sadece 3 gün geçer.

Ulucami’nin karşısındaki iş yerinde telefonu çalan Irkörücü, ekranında Gürhan Akdoğan’ın ismini görür.

Akdoğan, hem kendisinin hem de Irkörücü’nün aktif siyasi yaşamlarına büyük darbe vuracağını yıllar sonra öğreneceği gelişmeyi telefonda bildirir:

“Ali Nihat, Önder Sav aradı. Kılıçdaroğlu’nu  genel başkan yapacakmışız. İl başkanlarından Kılıçdaroğlu için imza toplama işini de bana verdi. Ben hemen Ankara’ya gidiyorum.”

3 gün önce Kılıçdaroğlu’ndanbir halt olmaz’ diye söz eden  CHP’nin genel sekreteri, bir halta benzetemediği kişiyi  genel başkan yapmak için öncülük yapar.

Neden?

***

O günleri gözünüzün önüne getirin…

Neredeyse tüm gazetelerin manşetlerini süsleyen Kılıçdaroğlu, Hindistan’ın efsane lideri Gandi’ye benzetiliyor, adına türküler besteleniyor, ne kadar mütevazı ve halkçı bir lider olduğu algısı yaratılıyordu.

Amaç, çok güçlü bir kamuoyu yaratıp, Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başına geçirmekti.

Çünkü Baykal’ı genel başkanlıktan alaşağı eden kaset komplosunun tamamlanması için Kılıçdaroğlu’nun CHP’ye genel başkan olması gerekmektedir.

Öyle ya, kaset komplosuyla ana muhalefet liderini değiştiren güçler, yerine kimin geçeceğini de planlamışlardı.

İşte o kişi de Kemal Kılıçdaroğlu’ndan başkası değildi.

Yılların kurt siyasetçisi Önder Sav, işte bu durumu çok kısa sürede fark ediyor ve Kılıçdaroğlu’nun yanında saf tutmak dışında başka bir seçeneği olmadığını anlayarak, değişimin öncülüğüne bizzat kendisi soyunuyordu.

Genel Sekreter Sav’ın amacı, kamuoyu rüzgarını arkasına alan Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olması için başrolü oynayıp, perde arkasında partiyi yönetmektir.

Aynı zamanda müstakbel genel başkan Kılıçdaroğlu’nu, Baykal’ın istifası sırasında hüngür hüngür ağlayan İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’e kaptırmamak ve yeni genel başkanı kontrol altında tutma hamlesidir Önder Sav’ın Gürhan Akdoğan’a imza toplatması.

***

Ancak, 1 gecede Baykal’ı satan Önder Sav, Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kendisini ilk fırsatta tasfiye edeceğini hiç hesaba katmamıştır.

Nitekim Ankara İl Başkanı Levent Gök’ün başvurusu üzerine Yargıtay’ın olağanüstü kurultay kararını fırsata dönüştüren ‘yeni CHP’nin’ mimarı Kılıçdaroğlu, Önder Sav ve ekibini bir daha toparlanamamak üzere tasfiye eder.

***

Aradan yıllar geçer…

CHP Milletvekili Abdullah Özer’in ağabeyinin cenazesine katılmak için Bursa’ya gelen Önder Sav’ın yanında yine Ali Nihat Irkörücü ve Gürhan Akdoğan vardır.

Hakkı Süha Okay’ın da olduğu yemekte Irkörücü yaşananları hatırlatır Sav’a ve “Kılıçdaroğlu bir gün sizi ve ekibinizi tasfiye edeceği göremediniz mi?” diye sorar devrik genel sekreterine.

Sav’ın yanıtı şu olur:

“Hayır öngöremedim ne yazık ki!”

***

Efendim bir döneme ışık tutacağına inandığım ve bugün neden istifa etmediği çokça tartışılan Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına hangi koşullarda geldiğini anlatmaya çalıştığım gerçek bir hikayeyi paylaştım.

Paylaştığım gelişmelerden de takdir edersiniz ki Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün partisine olağan koşullarda gelmiş bir genel başkan değildir.

Aslında genel başkan yardımcılığı döneminde AK Parti iktidarını hedef alan ‘yolsuzluk’ dosyalarının sadece Kemal Kılıçdaroğlu’na gelmesi de tesadüf değildir.

O dosyaların FETÖ’nün devlete hakim olduğu yıllarda derin bürokrasinin arşivlerinde özenle saklandıktan sonra Kılıçdaroğlu’na ulaştırıldığı, bugün daha iyi anlaşılmıyor mu?

***

Ya peki WikiLeaks belgelerinde ifşa olan dönemin ABD Ankara Büyükelçisi’nin ABD Dışişleri Bakanı’na gönderdiği şu kripto  mesaj da mı Kılıçdaroğlu ile ilgili bir şeyler anlatmıyor size:

“Deniz Baykal’ın güçlü liderliği karşısında her şeye hakim olduğunu sandığımız derin devlet işlemez duruma geldi. Baykal gönderilir ve yerine makul bir lider gelirse bizim ABD olarak AK Parti’den ve Erdoğan’dan ordu ve yargı eliyle alacağımız tavizlerden daha fazlasını alırız.”

Evet Baykal gönderildi ve yerine ABD açısından ‘daha makul’ biri olan Kılıçdaroğlu geldi.

Ergenekon’un avukatı olduğunu ilan eden Baykal gittikten sonra Kılıçdaroğlu liderliğindeki yeni CHP’de, tıpkı ABD Büyükelçisi’nin öngördüğü gibi yargı ve ordu içinde ABD’ci-FETÖ’cü güçler daha fazla hakim olup, 15 Temmuz’a uzanacak yollar açılmadı mı?

***

Bu yazı, Kılıçdaroğlu ile görüşmesini anlatan Levent Gültekin’in söylediklerinin sağlamasıdır aslında.

Nitekim Levent Gültekin’eAdaylığım benim elimde değil” diyen Kılıçdaroğlu’nun koltuktan kalkmama gerekçeleri ile  Önder Sav’ın ‘U’ dönüşünün gerekçeleri aynıdır.

Sözün özü, değil 13 kez, 113 kez de yenilse Kılıçdaroğlu’nun  CHP’den ayrılmasını beklemeyin.

Bunu da ben değil, Levent Gültekin’e bizzat Kılıçdaroğlu  söylemiş.