AK Parti’nin çeyrek asra yaklaşan iktidar yolculuğunda, ilk kez bir kulvar değişikliğine gittiğini gözlemliyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sonrası söylemlerinde yumuşama, CHP liderine dönük sıcak mesajları ve son tahlilde AK Parti ile CHP genel başkanlarının görüşmeleri…

Tüm bunlar kuşkusuz bir stratejiye dayanıyor.

Ancak iki parti liderinin de uzun vadede kazançlı çıkacağı bir stratejidir bunun adı.

Önce Erdoğan’ın ve AK Parti’nin kazançlarına bakalım.

-Yaklaşık 23 yıldır kamplaştırıcı siyasetle tabanını konsolide etmeyi başaran Erdoğan, son seçim yenilgisiyle bu yöntemin artık hayat pahalılığı karşısında işe yaramadığını gördü. Yeni bir siyaset dili yaratması gerekiyordu ki Özgür Özel ile görüşme tam da bu stratejiyle örtüşecek mükemmel bir hamleydi.

-Özgür Özel’in bir yıldız misali parlaması/parlatılması Cumhur İttifakı’nın, en dişli rakibi İmamoğlu’nu gözden düşürecek en kestirme yoldur ki, bugün yaşananlar tam da bundan ibarettir. 

-Mevcut tabloda hem AK Parti’nin hem de MHP’nin oyları düşerken CHP, oylarını en azından koruyor. Bu tablo, yüzde 50+1’i zorunlu kılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin, AK Parti için sürdürülemez noktaya geldiğini gösteriyor. CHP ile yakınlaşma, parlamenter sistem konusunda uzlaşmayı sağlayabilir. Bu da AK Parti’nin kazanç hanesine bir puan daha yazacaktır.

Gelelim Özgür Özel’in ve CHP’nin kazançlarına…

-Özgür Özel, bir yandan Kılıçdaroğlu’nun eleştiri oklarını, diğer yanda başında Demokles’in kılıcı gibi sallanan İmamoğlu tehdidini, yerel seçim zaferiyle savuşturamayabilirdi. İşte bu nedenle Erdoğan ile yeşeren ‘ittifak’ sayesinde  güçlü bir mevzi elde etti. Hem toplumda kabul gören diyalog zeminiyle puan toplayıp liderliğini güçlendirdi, hem de parti içi muhalifleri oyunun dışına itti.

-CHP, yerel seçim zaferini, Erdoğan ile başlayan görüşmelerle taçlandırdı. Bu görüşmelerin politik zeminde şöyle bir sonucu oldu: 

CHP artık gündemin peşine takılan değil, gündem belirleyen parti oldu. 

Tüm bu yaşananlar, uzun vadede AK Partililerin MHP ile ittifakını sorgulatabilir.

Ve belki de yeni bir çözüm sürecinin fitilini ateşleyebilir.

O halde siyasette kartlar yeniden karılıyor.