Bursa
Çok Bulutlu
19.9°
tiviPORT

YANGIN 03:00'DA ÇIKMADI!

2025.01.30 14:43 Son Güncellenme: 2025.01.31 13:54 - GÜNCEL

Kartalkaya'da kızı ve eşini kaybeden Rıfat Doğan, "'Prestijimiz bozulur' diyerek kendi çabalarıyla yangını söndürmeye çalışmışlar. Zamanında uyarıda bulunmamışlar" dedi. Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de çıkan, 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin tutuklanan ve yangını ilk gören aşçı Faysal Yaver ve fırın bölümünde ekmekçi olarak çalışan Mehmet Gündüz'ün ifadeleri ortaya çıktı.Öte yandan facianın yaşandığı otelin çalışanı ise "Yangın saat 03.00'ten önce çıktı" dedi.

YANGIN 03:00'DA ÇIKMADI!

Yaşanan yangın faciasında Rıfat Doğan'ın eşi Ceren Yaman Doğan ve 16 yaşındaki kızı Lalin Doğan hayatını kaybetti. Acılı baba, ailesiyle son anlarını anlattı.

KIZIM VE EŞİMLE SON KEZ ORADA VAKİT GEÇİRDİM

Pazartesi sabahı eşi ve kızını otele götürdüğünü dile getiren Baba Rıfat Doğan, "Kayak hocası ayarladık. Hoca 11'de müsait olmadığını söyledi. 12 için sözleştik. Kızım ve eşimle son kez orada vakit geçirdim. Sonra kızımı öptüm ve kayağa uğurladım. En son orada gördüm. Eşim 7009 nolu odadaydı. 7'inci katta. Otelde elektrikler kesilince oda kapılarının enerjileri de kesilmiş. Kilitlerin yedek bataryaları bitenler odalardan hiç çıkamamış. Neresinden tutsanız elinizde kalan bir durum" ifadelerini kullandı.

SON MESAJI ORTAYA ÇIKTI

Facianın yaşandığı gece kızıyla son kez mesajlaştığını dile getiren baba Rıfat Doğan "Eşim ve kızımı uğurladıktan sonra ben eve indim, eve döndükten sonra eşimle konuştum gününüz nasıl diye... Akşam yatmadan öncede kızım 23.43'te iyi geceler babacımm diye mesaj attı" dedi.

"KARTALKAYA KATLİAMI"

Sabah'a konuşan ve yaşanan bu olayı Kartalkaya katliamı olarak nitelendiren baba Doğan, "Otel çalışanlarından öğrendiğimiz kadarıyla yangın saat 02.00 civarında çıkmış. Ben bu olayı ikiye ayırıyorum. Bir ihmaller zinciri bir de hatalar zinciri...

Hatalar zincirinin en büyüğü oradaki insanları zamanında uyarmadan, prestijimiz bozulur diye kendi çabaları ile yangını söndürmeye çalışmaları oldu ama kendi aileleri çizik bile almadan çıktı. Bu Kartalkaya katliamı olarak tarihe geçer" dedi.

CEZASIZ KALMASIN
Ceren Doğan'ın babası iş adamı Yusuf Yaman ise kızıyla son kez 20 Ocak Pazartesi Günü saat 20.00 sıralarında konuştuğunu söyledi. Yaman, şunları anlattı: " Yangın saat 03.30'da değil, 02.00-02.15 gibi çıkmış ama otel sahipleri 12'nci kattan çocuğunu, torununu, yakınlarını kurtarmışlar. Diğer katları ihmal etmişler, insanı ihmal etmişler, malları kurtarmaya çalışmışlar. Hazmedemediğimiz, sabredemediğimiz, kabullenemediğimiz şey bu. 'İmaj silinir' düşüncesiyle hareket etmek, cehaletin en büyüğüdür. Orada kalan, o otelde yaşayan kaç kişi varsa size canlarını emanet ediyor. Ancak siz bu canları koruyamıyorsunuz. Yangın her zaman çıkabilir. 'Yangın çıkmaz' diye bir şey yok. Bu bir hata olabilir ancak hatanın telafisi mümkündür. Buna rağmen koskoca otelde yangına karşı alınması gereken önlemler, uyandırma sistemleri ve diğer gerekli tedbirler tamamen ihmal edilmiş. Bu gerçekten yazıktır. Benim yangınımı kim söndürecek? Cezasız kalmasınlar."

Yangının olduğu saatlerde iki personelin kahvaltı hazırladığı, iki ustanın ise ekmek ve hamur ürünleri hazırladığı öğrenildi.

Otel sahibi Halit Ergün ise mutfakta 4 kişinin kahvaltı hazırladığını belirtirken, malzemelerle ilgilendiklerini ifade eti.

Ancak bunun yanı sıra kendi özel güvenlik birimleri olduğunu söyledi. Bu güvenliklerin 24 saat boyunca otelde gezdiği, güvenliği sağladığı, yangın olması durumunda ikaz butonuna bastıklarını ve haber verdiklerini, biri rahatsızlanırsa sağlık ekiplerine bildirdiklerini anlattı.

MUTFAK ÇALIŞANI: "YANGIN TÜPÜ YOKTU"

Ancak ifadesi ortaya çıkan Faysal Yaver isimli mutfak çalışanı, Fidan isimli diğer kişiyle kahvaltı hazırladıklarını, Yusuf ve Mehmet isimli diğer kişilerin ekmek yaptığını aktardı. O sırada Yusuf Usta'nın "Yangın var" diye bağırdığını duyduğunu ifade eden Faysal, yangın tüpü aradıklarını ancak bulamadıklarını vurguladı.

"YANGIN ALARMI, UYARICI SES DUYMADIM"

Arkadaşlarının yetkilileri aradığını, kendisinin ise diğer personeli uyandırmaya ikinci kata inerek yardım istediğini belirtti.

Yangını gördüğü andan dışarı çıkana dek yangın alarmı görmediğini, uyarıcı bir mekanik ses duymadığını, söndürmeye faydalı olacak bir su fıskiyesinin çalışılır halde bulunmadığını, bu yüzden kendi imkanlarıyla ve seslenerek insanları uyandırmaya çalıştıklarını ifade etti.

"GECE, GÜVENLİK OLSAYDI ONA DA YEMEK VERMEM GEREKİRDİ"

Diğer yandan "yangın için görevli" şeklinde kimsenin kendisine tanıtılmadığını belirten mutfak çalışanı, gece çalıştığı için resepsiyonda gece görevli olan 2 kişiye yemek verdiklerini, gece çalışan bir güvenlik görevlisi olsaydı onun da kendilerinden yemek alması gerekeceğini ifade ederek, otelde hiçbir denetime de rastlamadığına değindi.

ÇALIŞAN FAYSAL YAVER'İN İFADELERİ:

"Mutfakta kahvaltı malzemesini hazırladığımız, Yusuf ve Mehmet usta ekmek yaptığı sırada Yusuf usta 'Yangın var' diye bağırdı. Biz de bunun üzerine restoran bölümüne baktığımızda yangının çıkmış olduğunu gördük. Hemen yangın tüpü aradık ancak bulamadık. Yangını gördükten dışarı çıkana kadarki sürede yangın tüpüne denk gelmedim. Bu nedenle de tüple müdahale etme şansım olmadı. Yusuf usta resepsiyon katına geçti. Diğer arkadaşlar telefonla yetkilileri aramaya çalışıyordu.

Restorandan garaja kadar duman binayı sarmıştı. Garajın demir kapısı kapalıydı, kendi gücümüzle kapıyı açtık ve dışarı çıktık. Sonra yeniden binaya girmeye çalıştım ancak duman her yeri kaplamıştı. Girmem mümkün değildi. Bu nedenle içeri giremedim. Ben içerideyken yangını gördükten dışarı çıkana kadar geçen sürede hiçbir zaman yangın alarmı, uyarıcı mekanik ses veyahut söndürmeye yarar su fıskiyesi çalışmadı. Biz sadece kendi sesimiz ve imkanlarımızla insanları uyandırmaya çalıştık.

Ben zaten 1 aydır otelde çalışıyorum. Benim çalışmış olduğum saatlerde otelde herhangi bir denetime rastlamadım. Otelde kimin denetim yaptığını bilmem. Otelin herhangi bir yetkilisini tanımıyorum. Ben sezonluk çalışıyorum.

Yangının önlenmesinden kim sorumludur bilmem. Benim tek görevim geceden sabaha kadar kahvaltı hazırlamaktır. Mutfak ve restoran bölümü ayrıdır. Restoran bölümünde gece çalışan yoktur. Bu bölümle ne benim ne de ekmekçi olan görevlilerin hiçbir alakası yoktur. Ben böyle bir olay meydana gelsin istemezdim. Benim bu olayda herhangi bir kusurlu eylemim yoktur. Sadece yangını önce görenlerden biriyim. Zaten ilk biz bağırmaya başladık. Elimden geldiğince otelde çalışan görevlilere ve kalan insanlara yardımcı olmaya çalıştım. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum."

FIRINCI: "OLAY ANINDA GÜVENLİĞE RASTLAMADIK"

Fırıncı ve ekmek ustası Mehmet Gündüz ise ifadesinde, donut hamuru yaptığı sırada Yusuf Usta'nın "Yangın" diye bağırdığını duyduğunu, yangın tüpü aradığını ancak bulamadığını anlattı. Yusuf Usta'nın resepsiyon katına çıkarak yangın alarmların çalmasını sağlamaya çalıştığını belirtti. Ancak katlarda yangın butonu göremediğini, yangın tüplerinin bulunamadığını, olay anında hiçbir güvenlik görevlisine de rastlamadığını vurguladı.

"HİÇBİR YANGIN TATBİKATI YOKTU"

Otelde gündüz çalışan Mehmet isimli bir güvenlik görevlisi olduğunu, otelde yangın alarm sistemi olup olmadığını bilmediğini aktardı. Yangın sırasında elektriklerin kesildiğine ve asansörün devre dışı kaldığına değinen Gündüz, otelde bulunduğu sırada hiçbir yangın tatbikatı da yapılmadığına değindi.

ÇALIŞAN MEHMET GÜNDÜZ'ÜN İFADELERİ:

"Gece 03.00-04.00 saatlerinde Yusuf ustayla birlikteydik. Ben donut hamurunu hazırlıyordum. Yusuf usta ise ürünleri dizmeye başlamıştı. Sonrasında Yusuf usta molaya çıkacağını söyledi. Molaya çıkacağı sırada restoran bölümünde Yusuf usta yangın olduğunu söyledi. Bana, 'Mehmet usta, yangın var.' diye bağırdı. Ben de yangın tüpü aramaya başladım ancak bulunduğum kısımda yangın tüpü bulamadım. Yusuf usta resepsiyon kısmına yangın alarmlarının çalması için çıktı. Yangının nereden çıktığını görmedim. Merdivenlerden aşağı doğru koşmaya başladım. Bu sırada da 'Yangın var' diye bağırdım. Kapılara da bu sırada vurmaya başladım. Katlarda yangın butonu göremedim. Katlarda yangın tüpleri de bulamadım.

Yan tarafta bulunan Kartal Otel'den yatak taşıyarak atlayan kişilerin kurtulması için yumuşak zemin oluşturmaya çalıştım. Sonrasında olay yerine itfaiye, ambulans ve jandarma ekipleri geldi. Ekiplerin saat kaçta geldiklerini tam hatırlamıyorum.

"Otelde bildiğim kadarıyla gündüz çalışan bir güvenlik görevlisi var. İsmini M. olarak bilirim. Soyismini bilmiyorum."

YANGINI FARK EDEN MUTFAK ÇALIŞANI: "SÖNDÜREBİLECEĞİM BOYUTU AŞMIŞTI"

Öte yandan yangını ilk fark eden mutfak çalışanı Yusuf Karahanlı ise, herkesi haberdar etmeye çalıştığını, ancak fark ettiği sırada yangının müdahale edecek boyutu aştığını, kişisel çabasıyla söndürülecek durumda olmadığını söyledi.

YANGIN 03:00'da ÇIKMADI

Otelde çalışan ve yangın sırasında babasıyla birlikte işletmede bulunan Tuni Urhan (42) yaşadığı korku dolu anları anlattı.

Tuni Urhan, yangının belirtilen saatten daha erken çıktığını iddia ederek, "Yangını saat 03.30'da çıktı diyorlar ama yangın o saatte çıkmadı. Çünkü babamı sürekli aradığım için hatırlıyorum. Saat 03.00'e geliyordu. Genelde yangın alarmları odalarda müşteriler sigara içtiği için kapalı oluyor. Otelde duman sensörü de yoktu. Otel müdürü Zeki Bey, sadece personelleri uyandırın, yarısı mutfağa gelsin yarısı otoparka gidip müşteri arabalarını çeksin dedi" diye konuştu.

Kayak merkezi Kartalkaya'da bulunan Grand Kartal Otel'in mutfak kısmında 21 Ocak'ta yangın çıktı. İlk ihbarın saat 03.21'de yapıldığı yangın, ekiplerin müdahalesiyle söndürüldü. Yangında 78 kişi yaşamını yitirdi.Otelde çalışan ve babasıyla birlikte yangın sırasında işletmede bulunan Tuni Urhan, yaşadığı korku dolu dakikaları anlattı. Otelde bulunan babasını aradığında saatin 03.00'e geldiğini belirten Urhan, "Yangın saat 03.30'da çıktı diyorlar ama yangın o saatte çıkmadı. " dedi.

Kaynak:odatv.com/çeşitli haber kaynakları/sosyalmedya